20 Nisan 2014 Pazar

Televizyondan sağlık gelir mi?






Güzel günlerden birtanesini daha yaşayalım birlikte. Sağlıklı,huzurlu ve  enerjik . Ne dersiniz? Nasıl istersiniz sağlığınızı? Güzel bir çin porselen tabağında mı? YOKSA kese kağıdının içinde mi?





Hissettiniz mi ejderhanın ağzından çıkan alevlerin sıcaklığını? Tamam çokta kızgın değilim ama şu kısa hikayemle başlayayım….

Geçen günlerden birinde beni bilen,tanıyan birisi bana geldi ve heyecanla “Dün doktorum programını izledim.Bir kadının beli çok ağrıyormuş.Bel fıtığımıymış neymiş.Programa çıkan fizik doktoru manuel yapıyomuş ve  fıtık ağrısı geçiyomuş. Sonra kadını yatırdı….” Bu arada kendiside yattı yere ve bana nasıl yatırıp hangi şekle soktuğunu göstermeye çalıştı. Bu arada ben sabırla ve şevkatle izliyorum O’nu. Devam etti“kadını yatırdı sonra küüüüütttt diye ses çıktı kadından.Ondan sonra kadın yataktan kalktı ve ağrısız bir şekilde yerine oturdu. Doktor tüm hastalarını böyle kütleterek tedavi ediyormuş.” dedi. Ben tam “bak şekerim….”dememe kalmadı “benim annemi de sen kütlet yada doktora gideyim , kütletsin bitsin bu iş”dedi. Derin nefes al Gonca!!!!!! Evet o güzel oksijenimi aldım ve başladım açıklamaya; “Bak şekerim ya sen eksik izlemişsin yada o programdaki bilir kişiler eksik yada yanlış bilgi vermişler. Öncelikle televizyonda izlediğin sağlık programlarını dikkatlice izle yada internetten yada sağlık dergilerinden okduğun yazıları çok ama çok dikkatlice oku.BU BİRİNCİ KURAL!!!!!Ekran yada kağıttan edindiğin bilgiler genel bilgilerdir ve herkesin sağlığı  yada sağlık sorunları farklıdır. O yüzden sen mutlaka ama mutlaka BİREBİR seni ilgilendiren sağlık uzmanınla(doktor,fizyoterapist,manuel therapist,osteopat,beslenme uzmanı,psikiatrist,psikolog vb.) görüşmelisin. O yazıları yazan uzman kişiler olsa bile.Yani İKİNCİ KURAL : Uzman kişilerle yüz yüze görüşme yapmak zorundasın.
Gelelim annenin sorununa. Annenin yaşı, aldığı tanı ve geçirdiği operasyonlardan dolayı ben böyle bir manuplatif uygulama yapamam ve lütfen sen de buna hiçbir şekilde izin verme. Biz manuplatif yaklaşımları ( o programda anlatılan, hastayı kütletmek) hastayı güzel bir şekilde değerlendirdikten sonra uygunsa yapıyoruz” dedim. Bilin bakalım ne dedi “bir denesen ne olur yani!!!!” dedi. “ne mi olur? Annenin kemik erimesi(osteoporozu) var ve belinde çiviler var. Yani bir güzel belini kırarım ve felce kadar gidebilir bunun sonu!!!” dedim. Yorumu size bırakıyorum. Televizyon,dergi ya da internet. Bilgiyi nerden alırsanız alın ama öncelikle konuyla ilgili uzman birisini buluyorsunuz ve onu dikkatli bir şekilde DİNLİYORSUNUZ. Lütfen sağlık konusunda İYİ BİR DİNLEYİCİ olun.Uygulamayı da tekrar ediyorum uzmanlarla yüz yüze olan bir görüşmede yapın.



BEN SAĞLIĞINIZI SİZE ÇİN PORSELENİNDEN YAPILMIŞ GÜZEL BİR TABAKTA SUNUYORUM. Tercih sizin….. Kese kağıdı sağlıklıdır ama içinde genelde fast food olur ve siz de biliyorsunuz ki FAST FOOD SAĞLIĞIMIZ İÇİN ZARARLIDIR!!!!!!
 Unutmayın hayatımızı yaptığımız seçimler ile yaşıyoruz!!!!!!!!!


SAĞLIKLI GÜNLER J

5 Nisan 2014 Cumartesi

Su içiyor musunuz?



    “Günaydın kızlar!!! Hadi yüzünüzü yıkayın  sonrada mutfağa sularınızı içmeye gidin.” Babamla başladı “su”yun ne kadar önemli olduğu ve hayatımdan asla çıkaramayacağım gerçeği. Nasıl çıkarabilirm ki bu gerçeği hayatımdan. İlk doğduğumda vücudumun %75’i  ve şu anda %60-%70’i sular ile kaplı. Yaşadığım gezegenin ise %75’i sularla kaplı. Hadi bu gerçeği güzelce sindirelim ve suyu tekrar hayatımıza sokalım. Saf su olarak. Meyve suyu,çay,kahve veya diğer sıvı içeceklerle karışık değil, kaliteli birşekilde suyumuzu içelim.


   Bu konunun önemini belirten  kaç konuşma dinlediniz,kaç tane kitap yada magazin okudunuz bilemem ama gözlerinizi iyice açıp tekrar okuyun bu cümleyi; VÜCUDUMUZUN %60-%70’İ VE DÜNYANIN %75’İ SU’DUR!!!!!!!!!!!!


     Oldu mu? Yavaş yavaş sindirdik mi bu gerçeği? Basit bir cümle “Su içmemiz gerekir”.Bunu aştıktan sonra da hangi kalitede?,ne kadar su içmeliyiz? ve bu suyu nasıl tüketmeliyiz? sorularına akıllı ve sağlıklı cevaplar bulmalıyız.

     Öncelikle söylemem gereken birşey var, diyetisyen veya doktoronuzla bir program çizmeniz en doğrusudur. Ben sadece size görüşmeniz sırasında neler sormanız gerektiğini ya da programınızda nelere dikkat etmeniz gerektiğini gösteren ip uçları vereceğim. Şimdi aşağıdaki maddelere dikkatlice okuyalım,

1-Suyun önemi size mutlaka anlatılmalı. Suyun tüm vücut sistemleri için önemi ve görevleri konusunda kaba taslak bir bilgiye sahip olmalısınız.

2-Sizin yaşınıza,kilonuza göre ve eğer varsa kronik hastalığınıza göre(ilaç kullanıyorsanız  suyun önemi dahada çok artıyor) günlük kaç litre su tüketmelisiniz?

3-İçeceğimiz suyun kalitesi ne olmalı?Suyun ph değerleri çok önemlidir. Eğer alkali veya asidik kavramlarını sorgulamak isterseniz bunu mutlaka görüştüğünüz doktor-diyetisyen veya beslenme uzmanına sormalısınız.

4-Suyu nasıl içmelisiniz?
*Yemekten önce-sonra mı?
*Yada yemek öncesi sonrası miktarları nasıl olmalı?
*Eğer ilaç kullanıyorsanız ilaçla birlikte çok mu az mı su içmelisiniz?
*Çay,kahve ve alkol tüketiminiz çok ise suyu hangi miktarlarda tüketmelisiniz?
*Sabah kalktığınızda ve akşam yatmadan önce su içmeli misiniz?İçecekseniz ne kadar tüketmelisiniz?
*Beslenme şeklinize ve mesvimlere göre su içme oranımız değişiyor mu?
*Spor yaptığınızda ne kadar su içmek gerekir? gibi.

     Sanırım bunları karşılıklı sorgulamak,öğrenmek ve plan yapmak sizin  hayatınızdaki “su” ya olan gereksinim gerçeğini  yerleştirmiş olacaksınız.  Bu genel bilgi ile uzman kişilerle görüşün ve onlarıda şaşırtın. Neden mi? Çünkü ilk defa “ahhh ben bu kiloları nasıl vericem!!!” şikayetiyle değil “Nasıl ve ne kadar su içmeliyim?” sorusu ile gitmek bence karşınızdaki insanı şaşırtacaktır.. Bana kalırsa aynı zamanda eğlenceli de olacaktır. Suyu bilinçli olarak tüketirseniz kilo sorununun büyük bir yüzdesini % 60-%70 gibi bir bölümünü anlamış olacaksınız.Kilo konusu tabiki komplike bir konu ama SU ‘yun önemi kesinlikle yadsınamayacak kadar büyüktür. O zaman hadi  bakalım ,SU hakkında oturup düşünme ve danışma vakti gelmiştir!!!!!SULAR KADAR AZİZ OLUN!!!!!!! 




Aquaterapi eğitimimden bir foto size…..Suyun içinde çok ama çok mutluyum :)))))

Notlar:

1-Kitap tavsiyelerim
-      - www.alkalidiyet.com  adresini ve aynı ismde yazılmış Ayşegül Çoruhlu’nun kitabını okuyabilirsiniz. Anlatımı açık ve anlaşılması kolay çok faydalı bir kitap bence. Alkali durum konusunda size çok güzel fikirler vereceğine inanıyorum.
-    -Masaru Emoto’nun su ile ilgili yazılarına bakabilirsiniz. Vücudumuzun %60-%70’i su ise ,suyu etkileyecek her duygu veya herşey bizi de etkileyecek ,değil mi? Kitap size bununla ilgili fikir verecek.
-     - Ve kesinlikle beni çok etkileyen bir kitap var ki kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Dili başlangıçta biraz bilimsel görünebilir ama su hakkında çok şey öğreneceksiniz. İşte o kitabın adı İranlı Dr.Batmanghelidj ‘in “HASTA DEĞİL SUSUZSUNUZ” kitabı.


2-Size yardımcı olacağına inandığım başka bir bilgi ise; Beynimizde açlık ve tokluk merkezinin çok yakın olması gerçeğidir. O yüzden de çoğu insan susuzluğunu açlıkla bastırmaya çalışır. O yüzden tok olduğunuzu düşünüp hala kendinizi aç hissediyorsanız önce su için ve açlığınızı tekrar kontrol edin.Yani bazen aç değil susuzsunuzdur ;)

30 Mart 2014 Pazar

Çevre Temizliği gerekir!!!!


    

 30 Mart 2014,saat şaibeli, güzel bir gün ve heyacanlı. Güneş çok güzel ışıldıyor ama havadaki serinlik insanı biraz tetikte tutuyor. Güzel bir gece uykusu, sabah bize yakışır güzel bir kahvaltı ve eve yapılan pazar günü dokunuşundan sonra sıra oyumu kullanmaya geldi. Hani bu blogumda sağlıktan bahsedeceğim demiştim ya bugün bunun için çalışacağım ama biraz daha farklı yönde. Bireysel sağlığımızın önemi bizim için ne kadar önemli ise yaşadığınız küçük ve ya büyük toplumların sağlıklı olması da bir o kadar önemlidir. İç ve dış dünyamızın sağlıklı olması yönünde çabalıyoruz. Nefes aldığınız ortamında size iyi gelmesi için çalışmanız gerekir.Bu kesinlikle yapmanız gereken ekstra bir çaba değildir. Çevreniz için yapacağınız güzel bir temizlik,sağlıklı dokunuşlar ve zinde fikirleri kullanmak ZORUNLUDUR. Aksi taktirde ,eviniz ve siz ne kadar sağlıklı olursanız olun  dışarı adım attığınızda ruhunuza alerji yapacak birçok sıkıntı ile karşılaşırsınız.
  

    Sanırım lafı bugün çok uzatmayacağım ve daha huzurlu,sağlıklı yaşamak için kendimi oy vereceğim okula atacağım. Ha birde şu var çevre temizliği için imece usulu çalışmak çok daha iyi olur. Herkese çok güzel ve çok güneşli bir pazar diliyorum. Kaçtım ben….

26 Mart 2014 Çarşamba

SEVGİLİ MİDEM,KOLUM,BACAĞIM….SEVGİLİ BEDENİM….


     Hadi bugün de çok güzel bir soru ile başlayalım,nedersiniz? Zor bir soru değil.Belki cevap vermeniz bir saniyenizi yada birkaç saniyenizi alacak.İşte sizin için hazırladığım o kolay soru geliyor……"VÜCUDUNUZU TANIYOR MUSUNUZ?"
            a-evet, tabiki
            b-nasıl bir soru bu,tabiki evet….
            c-soruyu anlamadım?????
     Ve cevap seçenekleri daha da çok arttırılabileceğimiz bir soru ile karşı karşıya kaldık.Kesinlikle bu sorunun  cevabını oturup düşünmenizi isterim.Kendi vücudumuz ile ilgili o kadar çok şikayet ederiz ki…"başım ağrıyor!!!!" "kalçam ağrıyor!!!!" belimin tam burası ağrıyor!!!!!"….Ama başımızın yerini,içinde neler olduğunu yada kalçamızın nerde olduğunu ve neyi koruduğunu bilmeyiz.Tabiki sizden akademik düzeyde bilgi sahibi olmanızı istemiyorum ama kolumuzun-bacağımızın,midemizin-kalbimizin vs nerede olduğunu,bize nasıl hizmet ettiğini bilelim ve en önemlisi de çocuklarımıza vücudumuzu tanıtalım ve onun işlevlerini açıklayalım.Neden mi? Basit….Ruhunuzun kullandığı bu aracı tanımazsanız ;ruhunuz bulunduğu beden içinde ya çırpınır durur yada  o kadar miskinleşir ki ne vücudunuz ne de ruhunuz size sağlıklı hizmet eder. İnsanoğlu çok meraklıdır öğrenmeye ama nedense hayat telaşından unutur kendini…Kendinden geçer….Oysa o kadar çok bilinmezliğiyle cezber ki insan vücudu.Baktıkça öğrenmek ve öğrendikçe bakasınız gelir.
      Müthiş bir mühendisliktir.Sistemler yaşamımız için harika bir program içnde çalışırlar.İşte bu sistemlerin güzel çalışmasını istiyorsak dönüp kendimize bir bakmamız gerekiyor.Evet, aynanın karşısında durun(mümkünse çıplak bir şekilde) ve bir sağınızdan bakın,bir solunuzdan bakın ve birde arkanızı görmeye çalışın.Yaşadığınız toplumun tüm tabularını ve kurallarını AYNA ve KENDİ BEDENİNİZ arasından kaldırın.Yağlar,benler,sarkıklıklar,yara izleri,kıllar ve yaşınız kesinlikle önce gözünüze çarpacak olan unsurlardır ama siz yinede bir bakın kendinize….Sonrada iyice aynaya yaklaşın ve birde gözünüzün taaaaa içine bakın.Beyninizin dışarı açılan tek ama tek penceresi gözlerinizdir.Ara sıra bakın beyninize.Belki size birşeyler söylemek istiyordur,değil mi?Tanıyalım vüdumuzu.Birşeyler yediğimizde midenizin size ne anlatmak istediğine kulak verin.Çok mu alkol aldınız,bedeniniz SU için yanıp tutuşur.Onu dinleyin.Fast food mu yediniz o gün,tuvaletten çıkan kokuya dikkat edin.Çok fazla rahatsız edici olur o gün!!!!Diğer öğününüzü sağlıklı olarak tüketin ve sonuçları tekrar gözden geçirin.
    Sizden isteğim ,kendinizi tanıyın(bedeninizden bahsediyorum şimdilik) ve cevaplara kulak verin. Anlamsız bulduğumuz cevapları ise kesinlikle vakit kaybetmeden doktorunuzla paylaşın.Eğer vücudunuzu tanımaz ve ondan gelen tepkilere kulak asmazsanız,BEDENİNİZ de size sağlıklı hizmet etmeyecektir.Ruhunuzun yoldaşı,vücudumuzu tanıyalım ve çocuklarında beden farkındalıklarının arttırmasına yardımcı olalım.
   Ne olursak olalım ,nasıl olursak olalım bedeninizi sevelim ve kesinlikle VÜCUDUMUZA SAYGILI  OLALIM…

NOT: 1-Bu arada kendimi tanıdığımdan beri,kilo almıyorum ve derimin ışık saçtığını hissediyorum.
           2-Yazdığım herşeyi tecrübelerim sonuçunda kaleme almışımdır :)
           3-Aşağıdaki resimde kumrumu da yerim,yemeden önce şöyle bir koklar ve mideme de haber veririm :) Yediğiniz herşeyi keyifle yiyin ve sonrasında vücut bakımınızı da yapın….Afiyet şeker olsun…..


   

22 Mart 2014 Cumartesi

Haftasonu Ağrılarınız nasıl?


     Ağrılarımız…..Ağrı tanımlamasını kesinlikle yapmayacağım çünkü binlerce sayfa kitap yazıldı ve nice kongreler,sempozyumlar,yayınyalar…Şu an sadece bir bakın bakalım nereniz ağrıyor.Ne zaman başladı?Ne zamandan beri ağrıyor?Ne yapınca ağırıyor?Ağrılarınızın geçtiği günler,anlar,aktiviteler var mı?Gece de ağrıyor mu?Kısa bir ağrı analizi yapalım.Doktor kontrollerini ihmal ettik mi?Ya da ağrımızı ihmal ettik mi?Neden mi soruyorum çünkü ve malesef ülkemizde rahatsızlığımızın son aşamalarında doktorlarımızdan ve terapistlerimizden yardım isteniyor.Sağlığımız için ağrılarımızı iyi takip etmeliyiz.Bu demek değildir ki her ağrıda pimpirikli olalım,hastanelerden çıkmayalım.Sadece kendinizi ve vücudunuzu tanıyın ve ona zulmetmeyin :) 

   
Ağrılarımızın birçok nedeni vardır ama bunlardan bir tanesine deyineceğim,kısacık…Bakın bakalım ağrılarınız haftasonu nasıl seyir gösteriyor?Kendimden biliyorum ki benim ağrım %80 AZALIYOR!!!!!İşte bu tür ağrılar birazda sizin,ruhunuzun ve zihninizin genel durumu ile ilgilidir.İş yaşantınız,arkadaş ilişkileriniz,aile ilişkileriniz ve KENDİNİZ ile olan ilişkileriniz mevcut ağrılarınızı etkiler ya da yeni ağrıları oluşturur.Ağrılar düşündüğünüz kadar karmaşık bir durum değildir(Fizyolojisinden bahsetmiyorum!!!!) Kafanızı kurcalayan herşey ağrının oluşmasına zemin hazırlar ve de ağrı, ya hemen yada yıllar içinde vücudunuzu yıpratarak ortaya çıkar.Hastalıkları ve ağrıları yaratmak konusunda insanoğlunu hafife almayın.Bunun üzerinede birçok kitap yazılmıştır,ilk aklıma gelen Louise Hay oldu (http://en.wikipedia.org/wiki/Louise_Hay,benim için wikipedia ile ulaşmak kolay :)).
  Kaliteli,sağlıklı ve keyifli bir yaşam için fiziksel,zihinsel ve ruhsal sağlığınızı mutlaka ama mutlaka gözden geçirin ve öncelikle doktorunuza ve yönlendirmeler doğrultusunda terapistlere ulaşın.Bu mesleklerin dikkatine önem verin;fizyoterapist,psikolog,pisikiatrist,diyetisyen.Ama kesinlikle kişisel gelişiminiz için duyacağınız destekler için dewikipedia;kişisel gelişim uzmanları,İYİ bir yaşam koçu-sağlık koçu-kariyer koçu ile çalışabilirsiniz.ÖNCELKLE HAYDİ KENDİMİZİ TANIYALIM!!!!! Benim önerim bu ne dersiniz? İyi haftasonları…..




19 Mart 2014 Çarşamba

Fizik mi masaj mı?



        Selamlar!!!!!
        Gülerek başlıyorum bugün çünkü bugünkü yayın başlığımı yıllardır cevaplıyorum. Sizlerinde bildiğiniz gibi fizyoterapistim ve tanımını Googl'dan bulabilirsiniz. Ama bugün benden dinleyeceksiniz. Öncelikle  fizyoterapistler masör/masöz değildirler.  Tanısı konulmuş hastalıkların tedavi programını çizer ve tedavisini yapar. Bu tedaviyi de desteklemek için klinik masaj veya teknik masajlar kullanabilir. Sadece çok kısa bir tanımlama yaptım ve gerisini Google arkadaşımıza bırakıyorum ama tabiki birazcık daha detaylandıracağım.
        Maalesef Türkiye'de hala tam olarak bilinmemektedir ama bir o kadar da üzerinden prim yapılan bir meslektir. Ülkemizde sadece,"ben fiziğe gidiyorum, masajcı bana elektrik veriyo." diye biliniyor. "Ben fizik alıyorum"….. 1961'de Türkiye'de Hacettepe Üniversitesi'nde Prof. Dr. İhsan Doğramacı tarafından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu'nun açılmasıyla fizyoterapistlik mesleğinin Türkiye'de temelleri atılmıştır. 13 Haziran 2007'de Sağlık Bilimleri Fakültesi'nin kurulmasıyla bu fakültenin bir bölümü haline gelmiştir(bu cümle http://tr.wikipedia.org/wiki/Fizik_tedavi#T.C3.BCrkiye.27de_Fizyoterapi adresinden alınmıştır ). sanırım bu cümleyi artık detaylandırmak gerekiyor.Siz nedersiniz?
         Fizik tedavi ve rehabilitasyon, multidisipliner bir yaklaşımdır ve fizyoterapistler de bu alanda çok büyük bir rol oynar. Tedavi süresince ekip içerisindeki diğer meslek grupları ile iletişm halindedir. Program çizilir ve uygulanır. Tedavinin içeriği, hastalığın tanısına göre değişiklik gösterir, elektroterapi,egzersiz,manuel terapi,occupationel terapi,aqua terapi,hidroterapi ve daha bir çok terapi şekli gibi. Haydi artık fizik tedavi için farklı cümleler kuralım. Ne dersiniz?

        Bir hastama Manuel terapi uygulaması yaparken…….